Beyin Sinir Omurilik Cerrahisi

Doktorlarımız

Op.Dr. Fevzullah AKYÜZ

Op.Dr. Fevzullah AKYÜZ

Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı
hakkında

NÖROŞİRÜRJİ BÖLÜMÜ

Nöroşirürji bölümü poliklinik ve acil servis bünyesinde hizmet vermektedir. Merkez sinir sistemi ve priferik sinir sistemini ilgilendiren doğumsal, edinsel hastalıklar ile ilgili gerekli araştırma ve tanı yöntemleri uygulanarak hastalar değerlendirilip gerekli tıbbi ve cerrahi girişim ve tedavileri yapılmaktadır.

Bu bölümde yapılan nöroşirürjikal girişimler:

-Dejeneratif Omurga ve Disk hastalıkları: Boyun, sırt ve bel ağrıları ile uyuşma ve güç kayıplarına neden olan boyun, sırt ve bel fıtıklarının medikal cerrahi girişimleri (mikroşirürji yöntemi ile)laminektomi ,vertebrektomi,omurga stabilizasyonu ve omurilik basısına yol açan dejeneratif omurga değişikliklerinin giderilmesi.

-Travmalar:Kafada oluşan düz veya çökme tarzında kırıklar,kafa içi ve beyin içi kanamalar,omurga kırıkları ve düzeltilmesi.

-Doğumsal Anomaliler ve HidrosefaliOrta hat  gelişme anomalileri ile işlevsel kayba neden olan meningosel,miyelomeningosel ve dermoid sakral sinüs ile shunt  ameliyatları,araknoid kistlerin tedavileri,

-Nöroonkoloji:Beyin ve omurilik tümörlerinin cerrahi tedavileri,

-Priferik Sinir Cerrahisi: Tuzak sendromların cerrahisi ve sinir anostomozları başarı ile yapılmaktadır

Ayrıca yoğun bakım ünitesi, çocuk ve erişkin hastaların takibinde değerlendirilmektedir.

Hastanemizde yapılan bazı ameliyatlardan film görüntüleri;

Skopik Kifoplasti Ameliyatı nedir?
Hastalar radyolojik değerlendirme altında kifon denilen bir sistem yardımıyla yanlızca ciltten 5mm çapında ufak bir delik açılarak tedavi edilmektedir. Bu yöntemle kırık olan omurga kemiğine eski yüksekliğini kazandırmak da mümkün olmaktadır. Sadece ciltten yapılan 0,5 cm'lik bir kesiden omurgaya girilmekte, yüksekliğini kaybetmiş, çökmüş omurganın içi, cihazın ucundaki bir balon yardımıyla yeniden eski yüksekliğine kavuşturulmakta ve omurganın içi bu cihaz yardımıyla kemik çimentosuyla doldurulmaktadır. Böylelikle omurga eski yüksekliğine ve dayanıklılığına kavuşturulmaktadır. Bu işlem çoklu omurga kırıklarında da uygulanabilmektedir. Operasyonun ortalama süresi 15-30 dk kadar olup lokal anestezi ile yapılmaktadır.

Bu Yöntemin, Daha Önce Omurga Kırıklarında ( Çökme Kırıkları) Yapılan Ameliyatlardan Farkı Nedir? 
Eski yöntemle, hastada 20 cmlik bir ameliyat kesisi açıyorduk. Genel anestezi ile hastayı uyutuyorduk. Daha sonra çöken omurgayı çıkartıyorduk. Omurga kemiğinin yerine büyük greft ya da implant yerleştiriyorduk. Şimdi ise cilt üzerinden 0.5mlik bir kesi açıyoruz. İnce bir boruyu çöken Omurga kemiğinin içine kadar itiyoruz. Kemiğin içini gördükten sonra kemik çimentosu ile içini dolduruyoruz. ( Omurga kemiğini çıkartmadan) Hatta bu ince boru kemik içerisine itilirken literatür %16 giriş hatası görüldüğünü belirtiyor.

Skopik Kifoplasti Hangi Hastalıkların Tedavisinde Uygulanmaktadır?
Osteoporotik omurga kırıklarında(yaşlılığa bağlı kemik erimesi sonucu)
Omurgalara sıçramış tümörlere bağlı olan ağrının giderilmesinde
Ağrılı omurga eski kırıklarında kullanılmaktadır.

PEDİKÜLER VİDA UYGULAMASI
Pediküler vida uygulamaları, sahip oldukları üstünlükleri nedeniyle vertebral kolona (omurgaya) ait çeşitli hastalıkların tedavisinde Bel kaymalarında ve dar kanal hastalığında yaygın olarak kullanılmaktadır.

Torakolomber Enstrümanların Uygulama Alanları:

Enstrümanların genel yararları şu şekilde sıralanabilir:
1-Spinal deformitenin ilerlemesini önlemek
2-Düzeltilmiş deformitenin bozulmasını önlemek
3-Spinal stabilitenin yeniden kurulmasını sağlamak
4-Hareketi azaltarak ağrıyı gidermek

Posterior Enstrümantasyonun Avantajları:
1-Stabiliteyi arttırırlar
2-Normal dizilimi sağlayarak nörolojik iyileşme olasılığını arttırırlar.
3-Erken mobilizasyon ile sistemik komplikasyonları önlerler.

Bel Fıtığı Nedir?
Bel fıtığı (Lomber Disk Hernisi) iki omur arasında omurgaya binen yükü emen (absorbe eden) ve eşit dağılımını sağlayan disk olarak tanımlanan yapının omuriliğe ve/veya sinir köklerine doğru fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.

Bel Fıtığı Olan Hastanın Ne Gibi Şikayetleri Olur?
Bel ağrısı genelde başlangıç semptomudur. Bununla birlikte genelde hastanın kalça içinde ve bir ya da her iki bacağa yayılan ağrı şikayeti olur. Bu şikayetler çok hafif olabileceği gibi kişinin yaşam kalitesini etkileyecek kadar şiddetli olabilir. Sosyal yaşantısını etkiler. Hastanın bası altında olan sinirine bağlı olarak uyluk, bacak ya da ayakta uyuşma, hissizlik, kuvvet kaybı şikayetleri olabilir. Daha ciddi omurilik basılarında idrar/gaita (büyük abdest) kaçırma gibi bulgular ortaya çıkabilir.  Bel ağrısı birkaç gün içinde kendiliğinden geçmiyor veya azalmıyorsa, üstelikte günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başlamışsa Beyin Omurilik ve Sinir Cerrahına başvurma zamanı gelmiş demektir. 

Tedavi Nedir?
Bel fıtıklarının büyük kısmı ilk etapta cerrahi değildir. Medikal tedavi ve istirahat uygulanan  hastaların bir kısmı fayda görür. Ancak medikal (ilaç) tedavisi  istirahat ve fizik tedaviye yanıt alınmayan; bel ve bacak ağrıları geçmeyen, süreklilik kazanan, radyolojik olarak tanısı konan hastalarda cerrahi tedavi gerekli olabilir. Bu konuda uzman hekim değerlendirmesi gerekir. 

Lomber Mikrodiskektomi
İşlem 1-2 cm lik bir alanda gerçekleştiği için kan kaybı ve enfeksiyon riski azalmış olmaktadır. Postoperatif (ameliyat sonrası) ağrı daha az olmaktadır. Bel fıtığının tekrarlama olasılığı çok azalmıştır.
Hastanede kalış süresi çok azalmaktadır. Ameliyattan 6 saat sonra yürüyebilmekte ve ertesi gün taburcu olabilmektedir. Bunun sonucunda günlük yaşama daha hızlı geçilebilmektedir. Yaklaşık 7-10 günlük bir süreden sonra günlük yaşama dönülebilmektedir. İş gücü kayıplarını da bu şekilde önlemiş olmaktadır.

Korunma
Spor olarak yürüme ve yüzme tercih edilmelidir. Ağır yükler kaldırılmamalıdır. Eğilmek yerine çömelmek tercih edilmeli ve ani dönüşlerden sakınmak gerekmektedir. Bel dik tutulmalıdır. Bel desteği ile oturulmalıdır.  Yüksek topuklu ayakkabılardan sakınılmalıdır.

Boyun Fıtığının Cerrahi Tedavisi, Servikal Mikrodiskektomi
Cerrahi tedavinin amacı, omurilik ve sinir dokusuna olan basıyı kaldırmaktır. Böylece hastanın, ağrısının geçmesi, uyuşma-kuvvetsizlik gibi bulgulardan kurtulması sağlanır. Uygun zamanda ve tecrübeli ellerde yapılan bu girişimler çok iyi sonuç verir. Bu gün için kullanılan yegâne yöntem servikal mikrodiskektomidir. Bazı hastalarda, mikrodiskektomiyle beraber, çıkartılan kıkırdağın yerine vücuttan alınan bir kemik veya sentetik protezlerde uygulanır.

Servikal mikrodiskektominin avantajları:
-Ameliyata bağlı doku hasarının, kan kaybının ve enfeksiyon riskinin en az olması.
-Mikroskop altında yırtılan kıkırdağın tam olarak çıkartılabilmesi.
-Ameliyat sonrası ağrı ve hareket kısıtlamasının olmaması.
-Hastanın kısa sürede evine ve işine dönebilmesi.

Boyun Fıtığının Belirtileri

Boyun fıtığı olan hastanın şikâyetleri kabaca 3 başlıkta toplanabilir:
1-Ağrı 
2-His kusuru
3-Kuvvet kaybı 

1-AĞRI: 
En sık rastlanan semptomdur. Sıkışan sinirin uyardığı alanda hissedilir. Boyun hareketleri özellikle başın arkaya doğru hareketi ağrıyı arttırabilir. Analjeziklere cevap verebilir veya dirençlin olabilir. Akut (aniden) başlayan boyun fıtıklarında ağrı da ani başlangıcıdır. Bunun dışındakilerde sinsi başlar ve zaman içinde artış gösterir.

2-HİS KUSURU: 
Karıncalanma, uyuşukluk şeklinde ve yine sıkışan sinirin uzandığı bölgede ortaya çıkar. Kolun üst kısmında, ön kolda olabileceği gibi yanlızca elde veya yalnızca parmak uçlarında oluşabilir. 

3-KUVVET KAYBI: 
Tüm kaslarımız sinirlerle uyarılır. Bir adele veya adele grubuna giden sinir kesilirse, o adale grubu çalışmaz. Boyun fıtığında da etkilenen sinirin çalıştırdığı kaslarda zaafiyet ortaya çıkabilir. Hasta kolun üst kısmında, bilekte ve parmaklarında bu kuvvetsizliği farkedebilir.

Boyun Fıtığı Ameliyatında Pozitif Faktörler:
-Hastanın mevcut şikâyet ve bulgularının çekilen MR ile uyumlu olması
-Omurilik veya sinir dokusunda kalıcı hasar oluşmadan cerrahi müdahale zamanlaması.
-Diabet, hipertansiyon, sigara kullanımı gibi risk faktörlerinin olmaması.
-Ameliyattan sekonder kazanç dediğimiz, psikolojik beklentiler olmaması.
-Ameliyat öncesi ve sonrası tedavi prensiplerinin hekim-hasta ilişkisi çerçevesinde, güvene dayalı olarak anlaşılması.
-Cerrahın konu hakkındaki tecrübesi, gerektiğinde servikal füzyon dediğimiz kemik veya protez uygulamasını aynı seansta yapabilmesi.

Ameliyat Genel anestezi altında, boynun ön yüzü, tercihen sağ taraftan uygulanır. Omurga ön yüzüne varan cerrah, skopi kontrolüyle istenilen omurga mesafesine ulaşır. Bu andan itibaren mikroskop kullanarak iki omurga arasındaki kıkırdağı temizlemeye başlar. En sonunda, sinire veya omuriliğe bası yapan yırtılmış kıkırdak kısımda alınarak, bası kaldırılır..
Bu andan itibaren kemik veya protez greft kullanımı yırtılan kıkırdağın omurgada yaptığı hasara bağlı olarak uygulanır. Yumuşak fıtık dediğimiz ve omurgada kireçlenmelere yol açmamış boyun fıtığında bu işlem gerekli değildir. Omurgada kireçlenme yapmış boyun fıtıklarında füzyon dediğimiz protez uygulamasının yapılması gerekir. 45 yasin altındaki hastalarda ileride füzyon dediğimiz ameliyatın kireçlenmeye neden olmaması için boyun protezi uygulaması gerekir.
Ameliyat sonrası hasta 3 saat sonra ayağa kaldırılır, akşamüzeri eve gönderilir. 1-3 hafta arası boyunluk takması gereken hasta, 10 gün sonra işine dönebilir.

HİDROSEFALİ

Hidrosefali, beynin içinde ve çevresinde aşırı sıvı toplanmasıdır. Modern cerrahi teknikleriyle etkili biçimde tedavi edilebilmektedir. Beyin - omurilik sıvısı, beyinzarı ile omurilik çevresinde ve beynin "karıncık" adı verilen boşlukları içinde bulunan, suya benzeyen saydam bir sıvıdır. Bu sıvı beyni dış sarsıntılardan korumaya yarar. Beynin karıncıklarında bulunan zengin damar ağındaki özel hücreler tarafından sürekli olarak sıvı yapılır. Beyin karıncıkları numara ile anılırlar. Numara sırası üstten alta doğrudur. Birinci ve ikinci karıncıklar (yan karıncıklar olarak da bilinirler) en büyükleridir.
Beyin - omurilik sıvısı yan karıncıklardan dar bir delikle üçüncü karıncığa, oradan da dar bir kanalla daha büyükçe olan dördüncü karıncığa gider. Oradan, karıncığın tepesindeki delikler yoluyla, beynin tabanında beyin sapını çevreleyen sıvıyla dolu boşluklara yayılır. Sonra beyin yarık ürelerinden akarak beyni çevreleyen üç zardan birisi olan örümceksi zarın (araknoit) üstündeki araknoit villuslar adı verilen özel oluşumlar tarafından geri emilir. Ender bir durum olan hidrosefali, beyin - omurilik sıvısının dolaşımındaki bozukluktan kaynaklanır. Bunun baş boyutuna etkisi, çocuklarda kafatası kemiklerinin birbirleriyle birleşmesi zamanına göre değişir. Kafatası kemikleri henüz birleşmemiş olan küçük çocuklarda, artan sıvının oluşturduğu basınç kemikleri iterek kafayı büyütür. Daha büyük yaştaki çocuklarda ve erişkinlerde ise, kafa büyüyemeyeceğinden sıvı basınç yaparak beyne zarar verir.

NEDENLERİ

Beyin - omurilik sıvısının dolaşımını çeşitli nedenler etkileyebilir. Kalıtsal olmayışına karşın, bazen doğuştan olabilir. Öteki nedenler ise sonradan ortaya çıkar. Hidrosefali ikiye ayrılır. Tıkanmaya bağlı hidrosefali, beyin - omurilik sıvısının dolaştığı bölümün bir nedenle tıkanmasına, ikinci türdeki hidrosefali ise sıvının örümceksi zar tarafından geri emilimindeki bir bozukluğa bağlıdır.
Tıkanmaya bağlı hidrosefali en sık görülen hidrosefali türüdür. Çeşitli nedenlerle hem çocuklarda hem de erişkinlerde olabilir. Beyin - omurilik sıvısı dolaşımının herhangi bir yerindeki tıkanıklık, sıvının o bölgede birikerek yavaş yavaş artmasına ve beyne basınç yapıp, bu nazik dokunun sıkışıp zarar görmesine yol açar. "Spina bifida" denen doğuştan bir omurga bozukluğu ile doğan bebeklerde, boyun ve sırtta omurilik anormalliği (meningomiyelosel), beyin sapı ve beyincik (beynin denge ve koordinasyonla ilgili bölümü) anormalliği görülebilir. Bu durum Arnold - Chiari bozuk oluşumu (malformasyonu) diye bilinir ve dördüncü karıncıktaki çıkış deliğinin tıkalı olması nedeniyle hidrosefali yapabilir.
Az görülen bir başka anormallik de Dandy-Walker'dır. Dördüncü karıncıktaki çıkış delikleri oluşmaz ve bu yüzden tıkanma hidrosefalisi olur. Dördüncü karıncık büyük bir kist yapar ve beyincik tam olarak oluşamaz. Öteki doğuştan hidrosefalilerde neden, tıkanma ya da beyindeki sıvı kanalının oluşmamasıdır; bu da üçüncü ve yan karıncıkların genişlemesine neden olur. Eğer dar olan beyin sıvı kanalının yanında bir de anormal büyüklükte bir damar demeti ya da balonlaşma varsa, bunlar kanalı, basınç yaparak tıkayabilirler. Bazen tıkanma hidrosefalisi sonradan edinilmiş bir durumun sonucu da olabilir. Sözgelimi bir beyin tümörü büyüyüp beyin kanalına ya da üçüncü karıncığa basınç yaparak beyin - omurilik sıvısının akışını engelleyebilir. Çok küçük tümörler ve iyi huylu kistler belirli yerlerde oluşarak sıvı kanallarını ya da çıkış deliklerini tıkarlarsa hidrosefali yapabilirler.
Emilim bozukluğuna bağlı hidrosefalilerde başlıca neden örümceksi zarın doğuştan az gelişmiş olması ve kendisine ulaşan sıvıyı geri ememeyişidir. Öteki nedenler, menenjit (beyinzarlarının iltihabı) ve sub - araknoit kanamadır (beyin ile örümceksi zar arasında kanama). İki durumda da, bölgede oluşan bağ dokusu sıvının geri emilimini önler. Bu tür hidrosefali, önemsiz kanamaların olduğu kafa yaralanmalarının bir komplikasyonu olarak da ortaya çıkabilir.

BELİRTİLERİ

Çocuklarda en göze çarpan değişiklik başın boyutlarındaki artıştır. Kafatası kemikleri normal olarak 6 - 10 yaş arasında birleştiğinden, hidrosefali nedeniyle başın büyümesi ancak küçük yaşlarda görülür. Ancak çocuk başlarının büyüklüğü çok farklı olabilir; bir çocuğun başının büyük oluşu her zaman hidrosefalisi olduğu anlamına gelmez. Başın büyüklüğünün nedeni hidrosefali ise, başın büyümesi çok hızlıdır ve kafatasının biçimi farklıdır: Alın çıkık ve düz, başın öteki bölümlerine göre küçüktür. Gözler aşağı itilmiştir, göz akı renkli tabakanın üstünden de belirgin biçimde görülür (bu belirli tıpta "batan güneş" adını alır). Bu durum tedavi edilmezse çift görme ya da körlük yapabilir. Hidrosefali çok hızlı oluşursa zekâ geriliği, felç ya da kas sertliği olabilir
Eğer çocukta kafa kemikleri birleştikten sonra hidrosefali oluşursa, doğal olarak belirgin bir baş büyümesi gözlenmez. Ancak bu kez baş ağrıları, denge ve eşgüdüm bozuklukları ile huzursuzluk ve kusma gibi belirtiler olur. Yetişkinlerde baş kemikleri birleştikten sonra hidrosefali kafayı büyütemez. Karıncıklar genişledikçe beyne basınç yapar. Başlıca belirti zihinsel yetilerde günden güne artan bozukluk ve bunamadır. Zihin işlevleri ve bellek etkilenebilir.
Beyindeki basınç arttıkça beyin dokusunun gördüğü zarar açıkça belli olur; hasta yürüme güçlüğü çeker. Gözün ardındaki ağtabaka şişebilir ve bu da doktorun oftalmoskopla muayenesiyle anlaşılır. Hidrosefalinin yaşlı kişilerde oluşan ve "normal basınçlı hidrosefali" adı verilen özel bir türü de vardır. Bu rahatsızlıkta, karıncıklar genişledikçe beyin küçüldüğünden basınç sürekli artamaz. Bu da oldukça hızlı bir bunamaya ve durumun şiddetine bağlı olarak yürüme güçlüğü ile idrar kaçırmaya yol açabilir. Hidrosefali belirtilerinin çoğu tedaviyle durdurulabilir ya da geçirilebilir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, beyindeki kalıcı hasar o kadar az olur. Artan basıncın uzun süre beyni ve sinirleri ezmesine göz yumulursa, kalıcı hasarlar oluşur.

TEDAVİ

Tanı, bilgisayarlı tomografi ile konur. Bu yöntemle sıvı dolu beyin boşlukları bilgisayarla izlenir. Tomografinin tehlikesi yoktur ve ağrılı değildir. Tümörler ve kistler gibi hidrosefaliye yol açabilen nedenler bu yöntemle açıkça görülür. Düzeltilmesi gereken Arnold Chiari bozuk oluşumu (malformasyonu) varsa, boynun da özel röntgen yöntemleriyle incelenmesi gerekir. Bazen de beyin - omurilik sıvısının akış yönünü belirlemek için, bilgisayarlı tomografi ve özel enjeksiyonlarla röntgen görüntüsü elde etme gibi özel yöntemler uygulanır. Bu incelemeler, hidrosefalinin örümceksi zarın sıvı emilimindeki bozukluğa bağlı olarak oluştuğu vakaları gösterir. Birçok hidrosefali türü cerrahi tedavi gerektirir. Dördüncü karıncıkta tıkanma ya da sıvı kanallarında daralma varsa, karıncıklar ve beyin tabanındaki boşluklar arasına bir tüp yerleştirilerek sıvının akması sağlanır.
Öteki hidrosefali türlerinde (normal basınçlı hidrosefali ve doğuştan olma hidrosefalilerin çoğunda) karıncıklardaki beyin - omurilik sıvısı kan dolaşımına ya da karındaki periton boşluğuna bağlanarak akıtılır. Bu tür şant ameliyatlarında akışın ters yönde olmaması için bir tür kapakçık gerekir. Kafatasına küçük bir delik açılır ve karıncıklardan boyun toplardamarına (juguler toplardamar) ya da karna giden bir tüp bağlanır. Şant denen bu tüpler hastada ömür boyu kalır. Hidrosefalinin tedaviye verdiği yanıt hastadan hastaya büyük değişiklik gösterir. Sonuç hidrosefalinin başlıca etkeninin hidrosefali tanısından önce beynin hasar görüp görmediğine bağlıdır. Doğru yerleştirilmiş bir "şant"la yaşayan bir çocuğun zihinsel yetenekleri, eğer beyni zedelenmemişse, normal olarak gelişme şansına sahiptir. Tedavi edilen hidrosefali hastaları arasında üniversite öğrenimi görenler ve yüksek düzeyde işlerde çalışanlar vardır. Hidrosefalide erken tanı önemlidir. Beyinde kalıcı bir hasarın olmaması tıbbi müdahalenin olabildiğince erken yapılmasına bağlıdır.

ARNOLD-CHİARİ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

- Boyun ve Ense Ağrısı
- Kollarda kuvvetsizlik
- Duyu Kusuru
- Isı Duyusu Kaybı
- Ağrısız Yanıklar
- Dengesizlik
- Baş Dönmesi
- Sağırlık
- Bayılma
- Yüzde uyuşma,
- Hıçkırık
Bu hastalığın tanısı sadece beyin veya boyun MR ları ile konulabilmektedir.